İzmirliEfe
New member
A Ulusal Grup Teknik Yöneticisi Stefan Kuntz, Türk spor basını ile tanışma toplantısında spor müdürleri ile bir ortaya geldi. TFF’nin Riva’daki tesislerinde gerçekleşen buluşmada Türkiye Futbol Federasyonu İdare Konseyi Üyesi ve Ulusal Ekiplerden Sorumlu Yönetici Hamit Altıntop da yer aldı. Sıcak bir atmosferde geçen sohbette Kuntz ve Altıntop, spor medyasından kimi müdürlerin sorularını samimiyetle cevapladı. Alman teknik adam, Türk ulusal kadrosu için yüzde 100’ümü vereceğim” derken Altıntop “Uzun vadede dünya sıralamasında birinci 15 ülke ortasına girme maksadımız var” formunda konuştu.
Türkiye’nin başına geçme süreci ve Almanya Ulusal Kadro konusu
Hamit Altıntop’un kendisini aradığında epey şaşırdığını lisana getiren Kuntz, “Gurur duydum. Türkiye ile ilgili olumlu anılarım var. 95-96 döneminde Beşiktaş forması giydim. Burada toplumsal hayata epey güzel entegre olduk. Eşim kucak kucak halka karıştı, çocuklarım anaokuluna gitti. Bu 1 yıllık bir tecrübe olsa bile hiç halktan kopuk olmadık. Şu anda kendimi hayli rahat hissediyorum. Adaptasyon ile ilgili bir kahrım yok. Bu bakılırsav için yüzde 100’ümü vereceğim. Yüzde 99 değil büsbütün Türk Ulusal Kadrosu için çalışacağım” diyerek birinci kelamlarını sar fetti.
“Genç ekip hocalarının beni vazife için önerdiklerini biliyorum”
Kuntz, Almanya ulusal kadrosunun başına geçme talihi konusunda ise, “Joachim Löw ayrılacağını deklare ettiğında bütün genç ekip hocalarının konsensüs ile beni nazaranv için önerdiklerini biliyorum. Biz bu hususta bir toplantı yapmak istedik lakin gerçekleşmedi. Bu durumdan dolayı ben tatmin olmadığımı sorumlu şahıslara söylemiş oldum ve bu mevzu kapandı. Hansi Flick, Bayern’den ayrılacağını ve ulusal ekibe gideceğini deklare ettiğında bunun epeyce uygun bir karar olduğunu düşündüm zira 7-8 oyuncu Bayern’den ulusal gruba geliyordu. Bu noktadan daha sonra da mevzuyu kapattım” halinde konuştu.
Herkesten tavsiyeler alabileceğini, irtibata açık olacağını belirten Alman hoca, “İletişimde benim için itimat ve dürüstlük fazlaca değerlidir. Benim söylemediğim fakat söylemiş üzere gösterildiğim kimi haberler çıktı. Bu üslup şeyler hoşuma gitmedi açıkçası. Bu üslup haberler yerine işin doğrusunu benden almaya çalışırsanız hayli sevinirim” sözünü de kullandı.
“Milli Grup’ta aksiye dönen tablonun sebeplerini öğreneceğiz”
Kuntz, şunları söylemiş oldu;
“Öncelikle kadronun büyük bir potansiyele sahip olduğunu söyleyebiliriz zira geçmişte alınan sonuçlar bunu gösteriyor. Lakin daha sonra aksiye dönen bir tablo var. Bunun sebeplerini yapacağım yüz yüze görüşmelerde öğrenmek, birinci gayem olacak. Natürel ki her hocanın kendi üslubu var, ben de kendi biçimimle yaklaşacağım. Bu süreçte oyuncularla ilgili epeyce fazla bilgi aldım. Maçları hem televizyondan tıpkı vakitte stattan izledim. Her oyuncunu bir puzzle kesimi olarak düşündüğümüzde oyuncularımızı, fotoğraf oluşturmak için kullanacağız. Bizim amacımız bu grubu Avrupa Şampiyonası’na götüren performansı bir daha yakalayabilmek. Buna ve daha uygununa ulaşmak için çalışacağız.”
“Şenol Hoca ile hiç görüşmedim, kendi yolumdan yürümek istiyorum”
Dünya Kupası küme elemelerinin bitmesine 4 maç kala bakılırsave gelen ve birinci etapta bu dönemden muvaffakiyetle çıkmak istediklerini söyleyen Stefan Kuntz, “Şenol hoca ile hiç görüşmedim. Eski tahlil takımının datalarını değerlendirdik fakat şunu söyleyeyim, bütün bunlara karşın önyargısız kendi yolumdan yürümek istiyorum. Bu yüzden maçları canlı izliyorum, oyuncularla temasımı bu yüzden kurdum. Tahlil ayrıntıları elimizde mevcut ve kendi özgür fikirlerimizle yürümek istiyoruz. Şu anda başımda oyun tarzını oluşturmuş durumdayım. Oyuncuların ne kadar mühlet aldıklarına bakacağız ve idmanlarımızda bu niyetle çalışmalarımıza başlayacağız. Hiç kimsenin burada sıkılmaya vakti olmayacak zira bizden biroldukça hususta bilgi alacaklar. Ayrıntılı bir biçimde çalışıp programımıza karar verdik ve bol bol idman içeriyor. Fizikî performans antrenörümüz olacak ve kendisi kulüpteki antrenörler ile temasa geçti” dedi.
“Sergen Hoca ile de görüşmedim. Bu küçük yanlış anlaşılmayı büyütmeye gerek yok”
Sergen Yalçın için yaptığı açıklama kimi çevrelerce yanlış anlaşılan Kuntz, kendisi ile yüz yüze görüşmeyi tercih ettiğini belirterek, “Sergen her vakit oynadığım en düzgün orta saha dedim. Kalpten söylenen ve ortasında hürmet barındıran bu biçimde bir cümle yanlış anlaşıldıysa özür dilerim. Fakat beşerlerle çalışma şeklimin da anlaşılması açısından bunun sizlere fikir verdiğini düşünüyorum. Ortaya küçük şeyler katmak, benim üslubumdur. Müspet olduğu vakit her şey, herkes ne kadar epeyce gülüyor diye konuşur. Lakin kaybettiğimiz vakit da hala gülümsüyor diye söylenir lakin benim karakterim bu türlü. Sergen ile görüşmem olmadı ancak yardımcım Kenan Koçak’ın görüşmesi oldu. 4 maç geçtikten daha sonra kulüpleri ziyaret etme cinslerimiz başlayacak. Zira telefonla görüşme yerine yüz yüze görüşmenin daha kıymetli olduğunu düşünüyorum. Bu küçük yanlış anlaşılmayı büyütmeye gerek yok” tabirlerini kullandı.
Tazminat ve prim konusuna nasıl bakıyor?
Ulusal grupta yıllardır sorun olan ve polemik haline gelen prim ve tazminat hususları hatırlatılan Alman teknik adam evvela, “Sözleşmemde her iş mukavelesinde olduğu üzere bir tazminat hususu bulunuyor. Şayet mukavelem sona ererse Almanya’ya uçak biletimi federasyon almak zorunda (Gülerek)” diyerek gülümsedi ve “Norveç maçını kaybetsek de sizlerle cumartesi günü burada bir daha buluşacağız” diye konuştu.
Prim konusunda ise Kuntz şöyleki konuştu: “Almanya’da da prim konusu gündeme gelmiştir. Pazarlama tesiri üzere hususlara baktığınızda bunları daima ulusal kadro getirir. Bir taraftan da bu bir kulüp kadrosu değildir. Gurur, onur, ülkeyi temsil etme üzere mevzular devreye girdiği için orada da 2’nci bir görüş olur. Ben bunları söyleyebilirim. Buna karar verecek olan idaredir.”
Hamit Altıntop: Prim konusu şeffaf ve net olacak, pazarlığa açık olmayacak
Kuntz’un prim konusunda pas attığı Hamit Altıntop altını çizerek şu açıklamayı yaptı: “Prim konusunun hoca takımıyla hiç bir alakası olmayacak. Yeni sistemimizde liderimiz liderliğinde bir prim sistemimiz olacak. O prim sisteminde her şey şeffaf ve net olacak. Pazarlığa açık olmayacak. Bunu da sizlerle paylaşacağız. Ülkemizin durumuna nazaran bu bahis fazlaca şeffaf olacak. Bu liderimiz ve idare konseyimizin sonucu doğrultusunda olacak. Dünya Kupası’ndan evvel bu tip mevzuları epeyce konuşmayalım. Dünya Kupası’na katılırsak liderimiz liderliğinde bir karar vereceğiz. Şayet katılırsak bir jest olacaktır. Ancak mesela Avrupa Şampiyonası Elemeleri’nde 10 maç mı olacak, orada her şey epeyce net olacaktır. Bunun maç maç bir primi ve katılma primi olacaktır. O da kamuoyu ile paylaşılacaktır.”
“Hoca, sahanın ortasından sorumlu olacak”
Hamit Altıntop konuşmalarına devam ederken, “Hoca, yeşil sahanın içerisinden sorumlu olacak. Bizler yönetici olarak alışılmış ki hatırlatmalarımızı, ikazlarımızı ve yeri geldiğinde de övgülerimizi yapacağız. Her alanda değişikliğe gidiyoruz. Bu sistemin sürdürülebilecek bir sistem olmasını istiyoruz. O niçinle bu irtibat ve sizin geri dönüşleriniz bizim için epeyce değerli olacak” kelamlarını sarf etti.
Kuntz, Norveç karşısında kadrosu nasıl oynatacak?
Futbolda birtakım kadroların üçlü savunma tercihi ve oyunu kaleciden başlatma dileği konusunda kanısı sorulan Kuntz, “Biz Alman Ulusal Ekibi’nde dörtlü savunma tercih ediyorduk fakat rakibin durumuna bakılırsa üçlü savunma da tercih etmiştik. Önümüzdeki günler oyuncuların hangi sisteme yatkın olduğunu gözlemlemek açısından değerli olacak. Önümde Norveç maçı üzere bu kadar kısa müddette oynayacağım değerli bir maç var ise aslına bakarsanız ona oyuncuların yatkınlığına bakılırsa bir sistem karar verirsiniz. İlerleyen müddetlerde küçük ayarlar yaparak istediğimiz noktaya getirmeye çalışırız” karşılığını verdi.
“Benim için futbolda 4 an vardır”
Kendi futbol ideolojisinde 4 değerli an bulunduğunu tabir eden Stefan Kuntz, “Top sendeyken, top rakipteyken, topu kaybettiğin an. Topu kaptığın an… Birinci etapta dinamik oyun ve mevkilerin bizim için kıymeti konusunda oyuncularımıza bilgilendirmelerimiz olacak. Şayet top bizde değilse ya da topu kaybettiysek oyuncuların neler yapması gerektiği konusunda fikirleri olacak. Şayet top bizdeyse neler yapılabileceği konusunda bilgilendirme yapacağız ve bu türlü daha yaratıcı olabileceğiz” dedi.
Hamit Altıntop: Top rakipteyken yapacağımız defans net
Ulusal grubun yeni oyun anlayışı ile ilgili bahiste fikirleri sorulan Hamit Altıntop, “Hedeflediğimiz çağdaş ve süratli futbolu oynatabileceği için hocamız burada. Bizim buraya daima birlikte Alman ekolü getirmek üzere bir niyetimiz yok. Bizim coğrafyamız ve insanımız farklı. Biraz vakte muhtaçlığımız olacak. Öbür taraftan da küçük ataklar ile hoş şeyler çıkaracağımızı düşünüyorum. Her yerde iş birliği olacak ve futbol konuşacağız. Bu ekip, hepimizin ekibi. Şunu söyleyebilirim ki top rakipteyken defans yapacağımız net. Herkes ekip savunması için neler yapacağını bilecek. Atakta ise tabi ki taktikler olacak ancak oyuncularda inisiyatif de olacak. Atakta hür olacak oyuncular zira üretkenlik ve yaratıcılık şart” formunda görüşlerini aktardı.
“11 garantisi isteyenler var, bu biçimde bir şey olamaz”
Ulusal ekip seçimi konusunda Hamit Altıntop da devreye girerek şu açıklamaları yaptı: “İyi futbol oynayan ve Türk pasaportu olan herkese kapımız açık.”
“Ama Ulusal gruba gelip banko oynamak isteyen şahıslar oldu. Dünyanın en saçma şeyi bu. bu biçimde bir şey talep edilebilir mi? Bunu futbolculara bağlamıyorum, grubuna bağlıyorum. Etrafına bağlıyorum, yanlış eğitiyorlar, yanlış yönlendiriyorlar. Geçmişte vardı artık de var 11 garantisi isteyen şahıslar. Bu mümkün değil. Kendi kulüp ekiplerinde bile 11 garantisi yok. Bunu Türkiye’yi seçmek için nasıl isterler ? Biz bu mevzuda Avrupa’yı evvelce olduğu üzere tarayacağız. Bir ofisimiz olacak. Avrupa ayağımız başlayacak.”
Ferdi Kadıoğlu gerçekleri
Öte yandan Ferdi Kadıoğlu’nun şu an ne Hollanda ne de Türkiye için forma giymesi netlik kazanmazken, bu hususta edinilen bilgilere nazaran genç oyuncunun evvela hangi ulusal grubu seçeceğine karar vermesi, daha sonrasında kendisinin Türk vatandaşlığı için müracaatta bulunması gerekiyor. Son olarak Haziran ayında Hollanda U21 Ulusal Kadrosu ile alana çıkan Kadıoğlu, 7 Ekim’de 22 yaşına girecek. Hollanda U21 kadrosunda 21 yaşında oynadığı için ve şu anda davet görmediği için başarılı oyuncunun, Türkiye ismine oynama hakkı bulunuyor. Lakin kendisinin Türk vatandaşlığı için müracaatta bulunması, daha sonrasında da federasyonun FIFA nezdinde müracaat yapması gerekiyor. Ferdi Kadıoğlu, şu an Fenerbahçe’de Türkiye ligi kuralları gereği mavi kart ile Türk statüsünde forma giyiyor.”
Kısa, orta ve uzun vadeli amaçları olduğunu belirten Hamit Altıntop, “Kısa vadede amacımız Dünya Kupası’na katılmak, bunu başarabiliriz. Orta vadede, Avrupa Futbol Şampiyonası’na muhakkak katılmamız gerekiyor. Uygun bir futbol manzarası vermemiz gerekiyor. Uzun vadede ise FIFA sıralamasında birinci 15’i zorlamamız gerekiyor, o potansiyelimiz var. Nüfus olarak da kalite olarak o gücümüz var” diyerek argümanını ortaya koydu.
Kuntz: Baskı ne kadar büyük olursa kupa da o kadar büyük olur
“Üzerinizde baskı hissediyor musunuz” sorusuna Kuntz şu karşılığı verdi:
“Ben bu baskıyı istiyorum zira Hamit de bana bu işi teklif ettiğinde başımdaki buydu. Şayet ulusal grup seviyesinde bir işe başlayacaksanız o baskının geleceğini bilmeniz lazım. 1996 Avrupa Şampiyonası finali öncesi Hubert Vogts’a sordum, ‘Hocam baskı hissediyorum’ dedim ve bana, ‘Baskı ne kadar büyük olursa kupa da o kadar büyük olur’ dedi.
“Hamit ile mukavelemizi 2024 daha sonrasında da uzatacağımıza inanıyorum”
“Hep birlikte kazanacağız daima birlikte kaybedeceğiz, sorumlusu benim. Bu bir ekip işi” diyen Stefan Kuntz, yüzde yüz sadakat, inanç ve itimat istediğini belirterek, “Bunu birlikte başaracağız. Bunun akabinde bütün yük benim omuzlarımda olmayacak. Bu bakılırsavde yüzde yüzünü vermiş bir Stefan Kuntz olacak. Düzgün neticelerimızı daima birlikte kutlarız. Yeterli gitmezse ben başım dik bir biçimde giderim. Zira ‘Stefan sen her şeyini verdin, elinden geleni yaptın ve sonuç bu oldu’ derim. Lakin ilerleyen periyotlarda Hamit ile mukaveleyi uzatma konusunda da görüşmeler yapacağımıza inanıyorum” diye konuştu.
Stefan Kuntz kelamlarını şöyleki tamamladı:
“Bu deklare ettiğımız takımda olmayan oyuncular, tekrar çağırılmayacak diye düşünülmesin. Burada olanlar da sonsuza kadar burada kalacak diye bir şey de yok.”
Türkiye’nin başına geçme süreci ve Almanya Ulusal Kadro konusu
Hamit Altıntop’un kendisini aradığında epey şaşırdığını lisana getiren Kuntz, “Gurur duydum. Türkiye ile ilgili olumlu anılarım var. 95-96 döneminde Beşiktaş forması giydim. Burada toplumsal hayata epey güzel entegre olduk. Eşim kucak kucak halka karıştı, çocuklarım anaokuluna gitti. Bu 1 yıllık bir tecrübe olsa bile hiç halktan kopuk olmadık. Şu anda kendimi hayli rahat hissediyorum. Adaptasyon ile ilgili bir kahrım yok. Bu bakılırsav için yüzde 100’ümü vereceğim. Yüzde 99 değil büsbütün Türk Ulusal Kadrosu için çalışacağım” diyerek birinci kelamlarını sar fetti.
“Genç ekip hocalarının beni vazife için önerdiklerini biliyorum”
Kuntz, Almanya ulusal kadrosunun başına geçme talihi konusunda ise, “Joachim Löw ayrılacağını deklare ettiğında bütün genç ekip hocalarının konsensüs ile beni nazaranv için önerdiklerini biliyorum. Biz bu hususta bir toplantı yapmak istedik lakin gerçekleşmedi. Bu durumdan dolayı ben tatmin olmadığımı sorumlu şahıslara söylemiş oldum ve bu mevzu kapandı. Hansi Flick, Bayern’den ayrılacağını ve ulusal ekibe gideceğini deklare ettiğında bunun epeyce uygun bir karar olduğunu düşündüm zira 7-8 oyuncu Bayern’den ulusal gruba geliyordu. Bu noktadan daha sonra da mevzuyu kapattım” halinde konuştu.
Herkesten tavsiyeler alabileceğini, irtibata açık olacağını belirten Alman hoca, “İletişimde benim için itimat ve dürüstlük fazlaca değerlidir. Benim söylemediğim fakat söylemiş üzere gösterildiğim kimi haberler çıktı. Bu üslup şeyler hoşuma gitmedi açıkçası. Bu üslup haberler yerine işin doğrusunu benden almaya çalışırsanız hayli sevinirim” sözünü de kullandı.
“Milli Grup’ta aksiye dönen tablonun sebeplerini öğreneceğiz”
Kuntz, şunları söylemiş oldu;
“Öncelikle kadronun büyük bir potansiyele sahip olduğunu söyleyebiliriz zira geçmişte alınan sonuçlar bunu gösteriyor. Lakin daha sonra aksiye dönen bir tablo var. Bunun sebeplerini yapacağım yüz yüze görüşmelerde öğrenmek, birinci gayem olacak. Natürel ki her hocanın kendi üslubu var, ben de kendi biçimimle yaklaşacağım. Bu süreçte oyuncularla ilgili epeyce fazla bilgi aldım. Maçları hem televizyondan tıpkı vakitte stattan izledim. Her oyuncunu bir puzzle kesimi olarak düşündüğümüzde oyuncularımızı, fotoğraf oluşturmak için kullanacağız. Bizim amacımız bu grubu Avrupa Şampiyonası’na götüren performansı bir daha yakalayabilmek. Buna ve daha uygununa ulaşmak için çalışacağız.”
“Şenol Hoca ile hiç görüşmedim, kendi yolumdan yürümek istiyorum”
Dünya Kupası küme elemelerinin bitmesine 4 maç kala bakılırsave gelen ve birinci etapta bu dönemden muvaffakiyetle çıkmak istediklerini söyleyen Stefan Kuntz, “Şenol hoca ile hiç görüşmedim. Eski tahlil takımının datalarını değerlendirdik fakat şunu söyleyeyim, bütün bunlara karşın önyargısız kendi yolumdan yürümek istiyorum. Bu yüzden maçları canlı izliyorum, oyuncularla temasımı bu yüzden kurdum. Tahlil ayrıntıları elimizde mevcut ve kendi özgür fikirlerimizle yürümek istiyoruz. Şu anda başımda oyun tarzını oluşturmuş durumdayım. Oyuncuların ne kadar mühlet aldıklarına bakacağız ve idmanlarımızda bu niyetle çalışmalarımıza başlayacağız. Hiç kimsenin burada sıkılmaya vakti olmayacak zira bizden biroldukça hususta bilgi alacaklar. Ayrıntılı bir biçimde çalışıp programımıza karar verdik ve bol bol idman içeriyor. Fizikî performans antrenörümüz olacak ve kendisi kulüpteki antrenörler ile temasa geçti” dedi.
“Sergen Hoca ile de görüşmedim. Bu küçük yanlış anlaşılmayı büyütmeye gerek yok”
Sergen Yalçın için yaptığı açıklama kimi çevrelerce yanlış anlaşılan Kuntz, kendisi ile yüz yüze görüşmeyi tercih ettiğini belirterek, “Sergen her vakit oynadığım en düzgün orta saha dedim. Kalpten söylenen ve ortasında hürmet barındıran bu biçimde bir cümle yanlış anlaşıldıysa özür dilerim. Fakat beşerlerle çalışma şeklimin da anlaşılması açısından bunun sizlere fikir verdiğini düşünüyorum. Ortaya küçük şeyler katmak, benim üslubumdur. Müspet olduğu vakit her şey, herkes ne kadar epeyce gülüyor diye konuşur. Lakin kaybettiğimiz vakit da hala gülümsüyor diye söylenir lakin benim karakterim bu türlü. Sergen ile görüşmem olmadı ancak yardımcım Kenan Koçak’ın görüşmesi oldu. 4 maç geçtikten daha sonra kulüpleri ziyaret etme cinslerimiz başlayacak. Zira telefonla görüşme yerine yüz yüze görüşmenin daha kıymetli olduğunu düşünüyorum. Bu küçük yanlış anlaşılmayı büyütmeye gerek yok” tabirlerini kullandı.
Tazminat ve prim konusuna nasıl bakıyor?
Ulusal grupta yıllardır sorun olan ve polemik haline gelen prim ve tazminat hususları hatırlatılan Alman teknik adam evvela, “Sözleşmemde her iş mukavelesinde olduğu üzere bir tazminat hususu bulunuyor. Şayet mukavelem sona ererse Almanya’ya uçak biletimi federasyon almak zorunda (Gülerek)” diyerek gülümsedi ve “Norveç maçını kaybetsek de sizlerle cumartesi günü burada bir daha buluşacağız” diye konuştu.
Prim konusunda ise Kuntz şöyleki konuştu: “Almanya’da da prim konusu gündeme gelmiştir. Pazarlama tesiri üzere hususlara baktığınızda bunları daima ulusal kadro getirir. Bir taraftan da bu bir kulüp kadrosu değildir. Gurur, onur, ülkeyi temsil etme üzere mevzular devreye girdiği için orada da 2’nci bir görüş olur. Ben bunları söyleyebilirim. Buna karar verecek olan idaredir.”
Hamit Altıntop: Prim konusu şeffaf ve net olacak, pazarlığa açık olmayacak
Kuntz’un prim konusunda pas attığı Hamit Altıntop altını çizerek şu açıklamayı yaptı: “Prim konusunun hoca takımıyla hiç bir alakası olmayacak. Yeni sistemimizde liderimiz liderliğinde bir prim sistemimiz olacak. O prim sisteminde her şey şeffaf ve net olacak. Pazarlığa açık olmayacak. Bunu da sizlerle paylaşacağız. Ülkemizin durumuna nazaran bu bahis fazlaca şeffaf olacak. Bu liderimiz ve idare konseyimizin sonucu doğrultusunda olacak. Dünya Kupası’ndan evvel bu tip mevzuları epeyce konuşmayalım. Dünya Kupası’na katılırsak liderimiz liderliğinde bir karar vereceğiz. Şayet katılırsak bir jest olacaktır. Ancak mesela Avrupa Şampiyonası Elemeleri’nde 10 maç mı olacak, orada her şey epeyce net olacaktır. Bunun maç maç bir primi ve katılma primi olacaktır. O da kamuoyu ile paylaşılacaktır.”
“Hoca, sahanın ortasından sorumlu olacak”
Hamit Altıntop konuşmalarına devam ederken, “Hoca, yeşil sahanın içerisinden sorumlu olacak. Bizler yönetici olarak alışılmış ki hatırlatmalarımızı, ikazlarımızı ve yeri geldiğinde de övgülerimizi yapacağız. Her alanda değişikliğe gidiyoruz. Bu sistemin sürdürülebilecek bir sistem olmasını istiyoruz. O niçinle bu irtibat ve sizin geri dönüşleriniz bizim için epeyce değerli olacak” kelamlarını sarf etti.
Kuntz, Norveç karşısında kadrosu nasıl oynatacak?
Futbolda birtakım kadroların üçlü savunma tercihi ve oyunu kaleciden başlatma dileği konusunda kanısı sorulan Kuntz, “Biz Alman Ulusal Ekibi’nde dörtlü savunma tercih ediyorduk fakat rakibin durumuna bakılırsa üçlü savunma da tercih etmiştik. Önümüzdeki günler oyuncuların hangi sisteme yatkın olduğunu gözlemlemek açısından değerli olacak. Önümde Norveç maçı üzere bu kadar kısa müddette oynayacağım değerli bir maç var ise aslına bakarsanız ona oyuncuların yatkınlığına bakılırsa bir sistem karar verirsiniz. İlerleyen müddetlerde küçük ayarlar yaparak istediğimiz noktaya getirmeye çalışırız” karşılığını verdi.
“Benim için futbolda 4 an vardır”
Kendi futbol ideolojisinde 4 değerli an bulunduğunu tabir eden Stefan Kuntz, “Top sendeyken, top rakipteyken, topu kaybettiğin an. Topu kaptığın an… Birinci etapta dinamik oyun ve mevkilerin bizim için kıymeti konusunda oyuncularımıza bilgilendirmelerimiz olacak. Şayet top bizde değilse ya da topu kaybettiysek oyuncuların neler yapması gerektiği konusunda fikirleri olacak. Şayet top bizdeyse neler yapılabileceği konusunda bilgilendirme yapacağız ve bu türlü daha yaratıcı olabileceğiz” dedi.
Hamit Altıntop: Top rakipteyken yapacağımız defans net
Ulusal grubun yeni oyun anlayışı ile ilgili bahiste fikirleri sorulan Hamit Altıntop, “Hedeflediğimiz çağdaş ve süratli futbolu oynatabileceği için hocamız burada. Bizim buraya daima birlikte Alman ekolü getirmek üzere bir niyetimiz yok. Bizim coğrafyamız ve insanımız farklı. Biraz vakte muhtaçlığımız olacak. Öbür taraftan da küçük ataklar ile hoş şeyler çıkaracağımızı düşünüyorum. Her yerde iş birliği olacak ve futbol konuşacağız. Bu ekip, hepimizin ekibi. Şunu söyleyebilirim ki top rakipteyken defans yapacağımız net. Herkes ekip savunması için neler yapacağını bilecek. Atakta ise tabi ki taktikler olacak ancak oyuncularda inisiyatif de olacak. Atakta hür olacak oyuncular zira üretkenlik ve yaratıcılık şart” formunda görüşlerini aktardı.
“11 garantisi isteyenler var, bu biçimde bir şey olamaz”
Ulusal ekip seçimi konusunda Hamit Altıntop da devreye girerek şu açıklamaları yaptı: “İyi futbol oynayan ve Türk pasaportu olan herkese kapımız açık.”
“Ama Ulusal gruba gelip banko oynamak isteyen şahıslar oldu. Dünyanın en saçma şeyi bu. bu biçimde bir şey talep edilebilir mi? Bunu futbolculara bağlamıyorum, grubuna bağlıyorum. Etrafına bağlıyorum, yanlış eğitiyorlar, yanlış yönlendiriyorlar. Geçmişte vardı artık de var 11 garantisi isteyen şahıslar. Bu mümkün değil. Kendi kulüp ekiplerinde bile 11 garantisi yok. Bunu Türkiye’yi seçmek için nasıl isterler ? Biz bu mevzuda Avrupa’yı evvelce olduğu üzere tarayacağız. Bir ofisimiz olacak. Avrupa ayağımız başlayacak.”
Ferdi Kadıoğlu gerçekleri
Öte yandan Ferdi Kadıoğlu’nun şu an ne Hollanda ne de Türkiye için forma giymesi netlik kazanmazken, bu hususta edinilen bilgilere nazaran genç oyuncunun evvela hangi ulusal grubu seçeceğine karar vermesi, daha sonrasında kendisinin Türk vatandaşlığı için müracaatta bulunması gerekiyor. Son olarak Haziran ayında Hollanda U21 Ulusal Kadrosu ile alana çıkan Kadıoğlu, 7 Ekim’de 22 yaşına girecek. Hollanda U21 kadrosunda 21 yaşında oynadığı için ve şu anda davet görmediği için başarılı oyuncunun, Türkiye ismine oynama hakkı bulunuyor. Lakin kendisinin Türk vatandaşlığı için müracaatta bulunması, daha sonrasında da federasyonun FIFA nezdinde müracaat yapması gerekiyor. Ferdi Kadıoğlu, şu an Fenerbahçe’de Türkiye ligi kuralları gereği mavi kart ile Türk statüsünde forma giyiyor.”
Kısa, orta ve uzun vadeli amaçları olduğunu belirten Hamit Altıntop, “Kısa vadede amacımız Dünya Kupası’na katılmak, bunu başarabiliriz. Orta vadede, Avrupa Futbol Şampiyonası’na muhakkak katılmamız gerekiyor. Uygun bir futbol manzarası vermemiz gerekiyor. Uzun vadede ise FIFA sıralamasında birinci 15’i zorlamamız gerekiyor, o potansiyelimiz var. Nüfus olarak da kalite olarak o gücümüz var” diyerek argümanını ortaya koydu.
Kuntz: Baskı ne kadar büyük olursa kupa da o kadar büyük olur
“Üzerinizde baskı hissediyor musunuz” sorusuna Kuntz şu karşılığı verdi:
“Ben bu baskıyı istiyorum zira Hamit de bana bu işi teklif ettiğinde başımdaki buydu. Şayet ulusal grup seviyesinde bir işe başlayacaksanız o baskının geleceğini bilmeniz lazım. 1996 Avrupa Şampiyonası finali öncesi Hubert Vogts’a sordum, ‘Hocam baskı hissediyorum’ dedim ve bana, ‘Baskı ne kadar büyük olursa kupa da o kadar büyük olur’ dedi.
“Hamit ile mukavelemizi 2024 daha sonrasında da uzatacağımıza inanıyorum”
“Hep birlikte kazanacağız daima birlikte kaybedeceğiz, sorumlusu benim. Bu bir ekip işi” diyen Stefan Kuntz, yüzde yüz sadakat, inanç ve itimat istediğini belirterek, “Bunu birlikte başaracağız. Bunun akabinde bütün yük benim omuzlarımda olmayacak. Bu bakılırsavde yüzde yüzünü vermiş bir Stefan Kuntz olacak. Düzgün neticelerimızı daima birlikte kutlarız. Yeterli gitmezse ben başım dik bir biçimde giderim. Zira ‘Stefan sen her şeyini verdin, elinden geleni yaptın ve sonuç bu oldu’ derim. Lakin ilerleyen periyotlarda Hamit ile mukaveleyi uzatma konusunda da görüşmeler yapacağımıza inanıyorum” diye konuştu.
Stefan Kuntz kelamlarını şöyleki tamamladı:
“Bu deklare ettiğımız takımda olmayan oyuncular, tekrar çağırılmayacak diye düşünülmesin. Burada olanlar da sonsuza kadar burada kalacak diye bir şey de yok.”