İzmirliEfe
New member
Futbol mesleğinde Chelsea ve Arsenal üzere Premier Lig’in devlerinde forma giyen ve Chelsea’de efsane olarak nitelendirilen Petr Cech’ten Galatasaray ile ilgili bir itiraf geldi.
Fotomaç’ta yer alan habere nazaran; Mesleğinde karşılaştığı en düzgün atmosferleri anlatan Cech, “Ben her vakit sahanın ortasında olanı görmeye çalıştım. 14 yaşında futbol oynamaya başladım, alana odaklanmam gerektiğini öğrendim. Alışılmış ki taraftarların gürültülü olup olmadıklarına dikkat ettim, maçlarda bunlar da dikkatimi çekti. Sessiz bir anda bağırışları duyabilirsiniz lakin temel olan sahanın içerisindeyken hissettiğiniz genel atmosferdir.” sözlerini kullandı.
“WEMBLEY SIRA DIŞI”
Wembley’in olağan dışı olduğunu söyleyen eski kaleci, “80-90 bin kişilik stadyumlar var. Wembley sahiden sıra dışı. FA Cup finali üzere maçlar orada oynanıyor, oradaki atmosfer her vakit şahanedir. Bu maçlar hakikaten keyif aldığınız maçlardır” halinde konuştu.
İngiltere’ye transfer olduğunda her maçtan keyif aldığını söyleyen 39 yaşındaki Cech, “Buradaki beşerler futbola ziyadesiyle tutkulu, stadyumlarda tutkuyla kadrolarını destekliyorlar” biçiminde görüşlerini aktardı.
“ŞAMPİYONLAR LİGİ MAÇLARI İNANILMAZDI”
Chelsea ile Stamford Bridge’de oynadıkları Şampiyonlar Ligi maçlarında atmosferin her vakit fazlaca güzel olduğunu kaydeden efsane eldiven, “Şampiyonlar Ligi maçları, inanılmaz, atmosferi hissedebilirdiniz. Barcelona ve Bayern Münih’e karşı 2005 yılında oynadığımız maçlar, benim Chelsea ile birinci eleme maçlarımdı. Kulüp tarihinde eleme etabına ulaştığımız üçüncü dönemdi. Büyük ekiplerin, büyük maçları oynamaya gelmesi, hayli özel ve epey heyecan vericiydi” diye konuştu.
“GALATASARAY MAÇI UÇAĞIN YANINDA DURMAK GİBİYDİ”
2013-2014 dönemindeki Galatasaray maçına değinen Cech, “2014 yılında, Didier’in de orada oynadığı vakit içinderda, Galatasaray ile karşılaştık. Taraftarların, top rakipteyken ıslıklama üzere bir anlayışları vardı. 55 bin kişinin tıpkı anda ıslıkladığını düşünün, ne kadar gürültülü olduğunu hayal edebilirsiniz. Bir uçağın yanında durmak üzereydi. 15 metre yanındaki arkadaşının ne söylemiş olduğini anlayamıyordun. İrtibat fazlaca kıymetliydi, çığlık atmanın, bağırmanın bir manası yoktu” dedi.
Fotomaç’ta yer alan habere nazaran; Mesleğinde karşılaştığı en düzgün atmosferleri anlatan Cech, “Ben her vakit sahanın ortasında olanı görmeye çalıştım. 14 yaşında futbol oynamaya başladım, alana odaklanmam gerektiğini öğrendim. Alışılmış ki taraftarların gürültülü olup olmadıklarına dikkat ettim, maçlarda bunlar da dikkatimi çekti. Sessiz bir anda bağırışları duyabilirsiniz lakin temel olan sahanın içerisindeyken hissettiğiniz genel atmosferdir.” sözlerini kullandı.
“WEMBLEY SIRA DIŞI”
Wembley’in olağan dışı olduğunu söyleyen eski kaleci, “80-90 bin kişilik stadyumlar var. Wembley sahiden sıra dışı. FA Cup finali üzere maçlar orada oynanıyor, oradaki atmosfer her vakit şahanedir. Bu maçlar hakikaten keyif aldığınız maçlardır” halinde konuştu.
İngiltere’ye transfer olduğunda her maçtan keyif aldığını söyleyen 39 yaşındaki Cech, “Buradaki beşerler futbola ziyadesiyle tutkulu, stadyumlarda tutkuyla kadrolarını destekliyorlar” biçiminde görüşlerini aktardı.
“ŞAMPİYONLAR LİGİ MAÇLARI İNANILMAZDI”
Chelsea ile Stamford Bridge’de oynadıkları Şampiyonlar Ligi maçlarında atmosferin her vakit fazlaca güzel olduğunu kaydeden efsane eldiven, “Şampiyonlar Ligi maçları, inanılmaz, atmosferi hissedebilirdiniz. Barcelona ve Bayern Münih’e karşı 2005 yılında oynadığımız maçlar, benim Chelsea ile birinci eleme maçlarımdı. Kulüp tarihinde eleme etabına ulaştığımız üçüncü dönemdi. Büyük ekiplerin, büyük maçları oynamaya gelmesi, hayli özel ve epey heyecan vericiydi” diye konuştu.
“GALATASARAY MAÇI UÇAĞIN YANINDA DURMAK GİBİYDİ”
2013-2014 dönemindeki Galatasaray maçına değinen Cech, “2014 yılında, Didier’in de orada oynadığı vakit içinderda, Galatasaray ile karşılaştık. Taraftarların, top rakipteyken ıslıklama üzere bir anlayışları vardı. 55 bin kişinin tıpkı anda ıslıkladığını düşünün, ne kadar gürültülü olduğunu hayal edebilirsiniz. Bir uçağın yanında durmak üzereydi. 15 metre yanındaki arkadaşının ne söylemiş olduğini anlayamıyordun. İrtibat fazlaca kıymetliydi, çığlık atmanın, bağırmanın bir manası yoktu” dedi.