Kaan
New member
“Şahsa mı Şahısa mı?”: Türkçe’nin Dilbilgisel Dövüş Kulübüne Hoş Geldiniz!
Bir sabah kahveni almışsın, sosyal medyada takılıyorsun. Derken bir paylaşım görüyorsun:
> “Belge şahısa aittir.”
> Ve hemen altında yorumlar:
> – “Şahısa mı? O ne ya, şahsa olacak o!”
> – “Hayır efendim, şahısa doğrudur, Osmanlıca kökenli kelime!”
> Bir anda bildirimler yanıyor, dilbilgisi gururları kırılıyor, klavyeler terliyor. Evet dostlar, yine Türkçe’nin en renkli tartışmalarından biriyle karşı karşıyayız: “Şahsa mı, şahısa mı?”
Kahve Sıçratan Gerçek: Herkes Haklı, Ama Biri Daha Haklı
Bu konudaki kafa karışıklığı o kadar yaygın ki, bazıları doğru yazımı Google’a soruyor, bazıları TDK’ya danışıyor, bazılarıysa hâlâ “ben kulaktan duydum, şahısa olacak” diyor.
Ama TDK’nın söylediği çok net: Doğru olan “şahsa”dır.
“Şahıs” kelimesi Arapça kökenlidir.
Belirtme veya yönelme hâli eki (-a / -e) geldiğinde ünlü düşmesi olur:
> şahıs → şahsa
> Aynı mantıkla “karın” kelimesinden “karna”, “hapis”ten “hapsa” deriz.
> Yani “şahısa” yazmak, Türkçede olmayan bir fazladan “ı” harfiyle gereksiz drama yaratmaktan başka bir şey değildir.
Ama dürüst olalım, kim “şahsa” derken kendini rahat hissediyor ki? Kulakta tıpkı “yarın” yerine “yarn” demek gibi bir eksiklik hissi yaratıyor. İşte o yüzden forumlarda kıyamet kopuyor.
Dilbilgisi Savaşları: Kadın-Erkek Farkı Değil, Yaklaşım Farkı
Bu tartışmalarda da ilginç bir gözlem var.
Ali, genellikle “TDK ne diyorsa odur” diyerek stratejik davranıyor.
“Bak kardeşim,” diyor, “ben olayı duygusal değil, mantıksal değerlendiriyorum. Kaynağı kontrol ettim, net bilgi bu.”
Zeynep ise daha empatik yaklaşıyor:
“Evet, TDK öyle diyor ama kelimenin kulağa oturuşu da önemli. İnsan dili hissederek konuşur.”
Bir yanda çözüm odaklı analitik beyinler, diğer yanda dilin yaşayan bir organizma olduğuna inanan sezgisel ruhlar… Ama asıl güzellik burada: Her iki yaklaşım da dilin iki farklı yönünü temsil ediyor.
Türkçe sadece kuralların değil, duygunun ve sesin uyumudur.
Forumda Kıyamet: Gerçek Kullanıcı Yorumlarından İlhamla
Bir gün dilbilgisi forumunda şöyle bir başlık açılmıştı:
> “Arkadaşlar acil! CV’me ‘şahısa özel’ yazdım. Mahvoldum mu?”
Altında onlarca yorum:
– “Evet, hemen sil!”
– “O kadar da büyütmeyin, herkes yanlış yazıyor zaten.”
– “Ben şahısa yazdım, iş görüşmesine çağrıldım. Demek ki patron da bilmiyor.”
Bir kullanıcı, durumu mükemmel özetlemişti:
> “Bu ülkede şahsa mı şahısa mı tartışması, menemen soğanlı mı soğansız mı tartışmasıyla aynı seviyede. Herkes kendi doğrusuna inanıyor.”
Ve haklı! Çünkü dil, sadece gramer değil, toplumsal bir alışkanlıklar bütünü. İnsanlar konuşurken kelimelerin duygusal tonuna da önem veriyor.
E-E-A-T Perspektifinden: Bilgi + Deneyim + Güven + Tutku
Eğer konuyu E-E-A-T (Uzmanlık, Deneyim, Otorite, Güven) ilkeleriyle ele alırsak, hem dilbilimsel kaynaklara hem de toplumsal kullanıma kulak vermek gerekir.
Uzmanlık diyor ki: “TDK esas alınır, dilin doğru biçimi ‘şahsa’dır.”
Deneyim diyor ki: “Ama insanlar ‘şahısa’ derken kendini daha rahat ifade ediyor.”
Otorite (örneğin üniversite hocaları) genellikle “şahsa”yı savunur.
Güven ise şöyle der: “Ne söylersen söyle, önemli olan anlatımın içtenliğidir.”
Yani dilbilgisel olarak hata yapsan bile, karşındakine samimi bir şekilde hitap ediyorsan, mesajın yine ulaşır. Bu yüzden bazı yanlışlar, günlük yaşamda neredeyse “doğallaşmış” hatalardır.
Türkçe’nin Minik Tuzakları: Şahıs, Nakıs, Nafis…
Türkçe, ses uyumu konusunda sabırlı ama bazen dağınık bir dil. “Şahıs” gibi kelimelerdeki ı harfi, Türkçeye Arapçadan geçtiği için düşmeye meyilli.
Tıpkı:
- Hapis → hapsi
- Nakıs → noksan (evrilmiş hali bile düşmeye uğramış)
- Şahıs → şahsa
Ama işte bu değişim kulağa garip geliyor çünkü biz “şahıs”ı söylerken zaten “ı” sesine alışmışız.
Yani “şahsa” dediğimizde, beynimiz bir an “bir şey eksik” hissediyor. Bu da dilin hem mantıksal hem psikolojik yönünü gösteriyor.
Kadın-Erkek Karakter Çeşitliliğiyle Dilin Renkleri
Dilde cinsiyet değil, karakter ön planda olmalı.
Bir kadın “şahısa” yazıp daha zarif görüneceğini düşünebilir, bir erkek “şahsa” diyerek kuralcılığıyla övünebilir.
Ama asıl mesele bu iki yaklaşımın birbirini tamamlaması.
Mesela Leyla, dilin estetiğine düşkün bir grafik tasarımcıysa “şahısa”nın kulağa daha melodik geldiğini savunabilir.
Burak ise mali müşavir olarak “TDK ne derse o” diyebilir.
Ve bu iki bakış, dilin hem duygusal hem yapısal boyutlarını yaşatır.
Türkçe’nin güzelliği de burada gizli: Herkesin ona farklı bir yerden dokunabilmesi.
Peki Neden Hâlâ Bu Kadar Karışıyor?
Çünkü dijital çağda dil hızla evriliyor.
Sosyal medya, konuşma dilini yazıya taşıyor. Artık insanlar “nasılsın?” yerine “nsl sn” yazabiliyorsa, “şahısa” gibi küçük hataların yayılması da kaçınılmaz.
Ama ironik biçimde, Google bile “şahısa” yazdığında sizi “şahsa”ya yönlendiriyor. Yani teknoloji bile artık dilbilgisi öğretmeni rolünde!
Yine de bu tartışmanın güzelliği şu:
İnsanlar hâlâ nasıl doğru yazılır diye düşünüyor.
Bu, dil bilincinin hâlâ canlı olduğunun göstergesi.
Sonuç: Dilde Küçük Hata, Sohbette Büyük Renk
Evet, doğru olan “şahsa”.
Ama “şahısa” yazan da Türkçe’yi kirletmiyor, sadece yanlış hatırlıyor.
Tıpkı bir arkadaşının adını “Ayşegül” yerine “Ayşegil” yazmak gibi — niyet iyi, sonuç komik.
Asıl önemli olan, kelimelerin içini nasıl doldurduğumuz.
Çünkü bazen bir “ı” fazlalığı değil, bir samimiyet eksikliği her şeyi bozar.
Siz Ne Diyorsunuz Forum Halkı?
Peki sizce “şahsa mı, şahısa mı” meselesinde hangisi kulağa daha doğru geliyor?
Kural mı, alışkanlık mı galip gelmeli?
Yoksa Türkçe’yi biraz akışına mı bırakmalı?
Belki de en doğrusu şu cümlede saklı:
> “Türkçe bir denizse, her birimiz farklı kulaçlarla yüzüyoruz ama aynı suyun içindeyiz.”
Bir sabah kahveni almışsın, sosyal medyada takılıyorsun. Derken bir paylaşım görüyorsun:
> “Belge şahısa aittir.”
> Ve hemen altında yorumlar:
> – “Şahısa mı? O ne ya, şahsa olacak o!”
> – “Hayır efendim, şahısa doğrudur, Osmanlıca kökenli kelime!”
> Bir anda bildirimler yanıyor, dilbilgisi gururları kırılıyor, klavyeler terliyor. Evet dostlar, yine Türkçe’nin en renkli tartışmalarından biriyle karşı karşıyayız: “Şahsa mı, şahısa mı?”
Kahve Sıçratan Gerçek: Herkes Haklı, Ama Biri Daha Haklı
Bu konudaki kafa karışıklığı o kadar yaygın ki, bazıları doğru yazımı Google’a soruyor, bazıları TDK’ya danışıyor, bazılarıysa hâlâ “ben kulaktan duydum, şahısa olacak” diyor.
Ama TDK’nın söylediği çok net: Doğru olan “şahsa”dır.
“Şahıs” kelimesi Arapça kökenlidir.
Belirtme veya yönelme hâli eki (-a / -e) geldiğinde ünlü düşmesi olur:
> şahıs → şahsa
> Aynı mantıkla “karın” kelimesinden “karna”, “hapis”ten “hapsa” deriz.
> Yani “şahısa” yazmak, Türkçede olmayan bir fazladan “ı” harfiyle gereksiz drama yaratmaktan başka bir şey değildir.
Ama dürüst olalım, kim “şahsa” derken kendini rahat hissediyor ki? Kulakta tıpkı “yarın” yerine “yarn” demek gibi bir eksiklik hissi yaratıyor. İşte o yüzden forumlarda kıyamet kopuyor.
Dilbilgisi Savaşları: Kadın-Erkek Farkı Değil, Yaklaşım Farkı
Bu tartışmalarda da ilginç bir gözlem var.
Ali, genellikle “TDK ne diyorsa odur” diyerek stratejik davranıyor.
“Bak kardeşim,” diyor, “ben olayı duygusal değil, mantıksal değerlendiriyorum. Kaynağı kontrol ettim, net bilgi bu.”
Zeynep ise daha empatik yaklaşıyor:
“Evet, TDK öyle diyor ama kelimenin kulağa oturuşu da önemli. İnsan dili hissederek konuşur.”
Bir yanda çözüm odaklı analitik beyinler, diğer yanda dilin yaşayan bir organizma olduğuna inanan sezgisel ruhlar… Ama asıl güzellik burada: Her iki yaklaşım da dilin iki farklı yönünü temsil ediyor.
Türkçe sadece kuralların değil, duygunun ve sesin uyumudur.
Forumda Kıyamet: Gerçek Kullanıcı Yorumlarından İlhamla
Bir gün dilbilgisi forumunda şöyle bir başlık açılmıştı:
> “Arkadaşlar acil! CV’me ‘şahısa özel’ yazdım. Mahvoldum mu?”
Altında onlarca yorum:
– “Evet, hemen sil!”
– “O kadar da büyütmeyin, herkes yanlış yazıyor zaten.”
– “Ben şahısa yazdım, iş görüşmesine çağrıldım. Demek ki patron da bilmiyor.”
Bir kullanıcı, durumu mükemmel özetlemişti:
> “Bu ülkede şahsa mı şahısa mı tartışması, menemen soğanlı mı soğansız mı tartışmasıyla aynı seviyede. Herkes kendi doğrusuna inanıyor.”
Ve haklı! Çünkü dil, sadece gramer değil, toplumsal bir alışkanlıklar bütünü. İnsanlar konuşurken kelimelerin duygusal tonuna da önem veriyor.
E-E-A-T Perspektifinden: Bilgi + Deneyim + Güven + Tutku
Eğer konuyu E-E-A-T (Uzmanlık, Deneyim, Otorite, Güven) ilkeleriyle ele alırsak, hem dilbilimsel kaynaklara hem de toplumsal kullanıma kulak vermek gerekir.
Uzmanlık diyor ki: “TDK esas alınır, dilin doğru biçimi ‘şahsa’dır.”
Deneyim diyor ki: “Ama insanlar ‘şahısa’ derken kendini daha rahat ifade ediyor.”
Otorite (örneğin üniversite hocaları) genellikle “şahsa”yı savunur.
Güven ise şöyle der: “Ne söylersen söyle, önemli olan anlatımın içtenliğidir.”
Yani dilbilgisel olarak hata yapsan bile, karşındakine samimi bir şekilde hitap ediyorsan, mesajın yine ulaşır. Bu yüzden bazı yanlışlar, günlük yaşamda neredeyse “doğallaşmış” hatalardır.
Türkçe’nin Minik Tuzakları: Şahıs, Nakıs, Nafis…
Türkçe, ses uyumu konusunda sabırlı ama bazen dağınık bir dil. “Şahıs” gibi kelimelerdeki ı harfi, Türkçeye Arapçadan geçtiği için düşmeye meyilli.
Tıpkı:
- Hapis → hapsi
- Nakıs → noksan (evrilmiş hali bile düşmeye uğramış)
- Şahıs → şahsa
Ama işte bu değişim kulağa garip geliyor çünkü biz “şahıs”ı söylerken zaten “ı” sesine alışmışız.
Yani “şahsa” dediğimizde, beynimiz bir an “bir şey eksik” hissediyor. Bu da dilin hem mantıksal hem psikolojik yönünü gösteriyor.
Kadın-Erkek Karakter Çeşitliliğiyle Dilin Renkleri
Dilde cinsiyet değil, karakter ön planda olmalı.
Bir kadın “şahısa” yazıp daha zarif görüneceğini düşünebilir, bir erkek “şahsa” diyerek kuralcılığıyla övünebilir.
Ama asıl mesele bu iki yaklaşımın birbirini tamamlaması.
Mesela Leyla, dilin estetiğine düşkün bir grafik tasarımcıysa “şahısa”nın kulağa daha melodik geldiğini savunabilir.
Burak ise mali müşavir olarak “TDK ne derse o” diyebilir.
Ve bu iki bakış, dilin hem duygusal hem yapısal boyutlarını yaşatır.
Türkçe’nin güzelliği de burada gizli: Herkesin ona farklı bir yerden dokunabilmesi.
Peki Neden Hâlâ Bu Kadar Karışıyor?
Çünkü dijital çağda dil hızla evriliyor.
Sosyal medya, konuşma dilini yazıya taşıyor. Artık insanlar “nasılsın?” yerine “nsl sn” yazabiliyorsa, “şahısa” gibi küçük hataların yayılması da kaçınılmaz.
Ama ironik biçimde, Google bile “şahısa” yazdığında sizi “şahsa”ya yönlendiriyor. Yani teknoloji bile artık dilbilgisi öğretmeni rolünde!
Yine de bu tartışmanın güzelliği şu:
İnsanlar hâlâ nasıl doğru yazılır diye düşünüyor.
Bu, dil bilincinin hâlâ canlı olduğunun göstergesi.
Sonuç: Dilde Küçük Hata, Sohbette Büyük Renk
Evet, doğru olan “şahsa”.
Ama “şahısa” yazan da Türkçe’yi kirletmiyor, sadece yanlış hatırlıyor.
Tıpkı bir arkadaşının adını “Ayşegül” yerine “Ayşegil” yazmak gibi — niyet iyi, sonuç komik.
Asıl önemli olan, kelimelerin içini nasıl doldurduğumuz.
Çünkü bazen bir “ı” fazlalığı değil, bir samimiyet eksikliği her şeyi bozar.
Siz Ne Diyorsunuz Forum Halkı?
Peki sizce “şahsa mı, şahısa mı” meselesinde hangisi kulağa daha doğru geliyor?
Kural mı, alışkanlık mı galip gelmeli?
Yoksa Türkçe’yi biraz akışına mı bırakmalı?
Belki de en doğrusu şu cümlede saklı:
> “Türkçe bir denizse, her birimiz farklı kulaçlarla yüzüyoruz ama aynı suyun içindeyiz.”