Şer'i ne anlama gelir ?

Ruzgar

New member
[Şer’i Ne Anlama Gelir? Bir Kavramın Arayışı]

Giriş: Şer’i ve Anlam Arayışı

Hepimiz hayatımızda bir noktada bir kavramı derinlemesine sorgulamışızdır. “Şer’i” kelimesi, benim de uzun bir süre merak ettiğim, hakkında pek çok farklı yorum yapılabilen bir kelimeydi. Bu yazıda, Şer’i’nin ne anlama geldiğini keşfetmek için bir hikâye aracılığıyla bir yolculuğa çıkacağız. Ancak bu yolculuk sıradan bir keşif değil, tarihsel, toplumsal ve kişisel bir anlam arayışıdır. Yani, “Şer’i” kelimesinin sadece kelime anlamından çok daha fazlasını bulmaya çalışacağız. Hazırsanız, gelin bu sorunun peşinden gidelim.

[Bir Gece Yarısı ve Sorgulama]

Bir zamanlar, Antakya'nın kenar mahallelerinden birinde yaşayan Zeynep, her zaman dünyaya bakış açısında farklı bir iz arayışı içindeydi. Her ne kadar modern dünyada yetişmiş bir kadın olsa da, içinde hep geçmişin sırlarını çözme arzusuyla yanıp tutuşuyordu. Zeynep’in annesi, ona her zaman eski kavramlardan ve halk deyimlerinden bahseder, ona geçmişin değerlerini anlatırdı. Bir akşam, annesi Zeynep’e “Şer’i kurallarını bilmelisin, kızım” dediğinde, Zeynep bir anda “Şer’i” kelimesine takıldı. Gerçekten ne anlama geliyordu bu kelime?

“Annelerinin ne dediğini bilmezsen, onların yaşadığı dünyayı nasıl anlayabilirsin?” diye düşündü Zeynep ve sabaha kadar araştırmaya koyuldu.

[Erkeklerin Çözüm Odaklı Bakış Açısı]

Zeynep’in en yakın arkadaşı, tarih öğretmeni Selim, genellikle pratik düşünmeyi tercih ederdi. Zeynep ona bu kelimenin anlamını sorunca, Selim hemen cevap verdi: “Şer’i, aslında İslam hukukunun temellerini oluşturur. Şer’i yasalar, belirli bir sistem ve düzene dayanır. Yani, işin içinde ahlaki ve dini bir boyut vardır. Her şey düzeni sağlamak içindir.”

Zeynep, Selim’in söylediklerini düşündü. Şer’i, gerçekten de belirli kuralları, normları ve düzeni ifade ediyordu. Selim’in çözüm odaklı yaklaşımını fark etti. Erkekler, bazen bir sorunu net bir şekilde tanımlar, ardından bunu çözmek için stratejik bir yaklaşım geliştirirlerdi. Selim de işte böyle biriydi. O, bir kavramın ne olduğunu anlamaya çalışmak yerine, daha çok bunun nasıl işlediğine ve nasıl uygulanacağına odaklanmıştı.

[Kadınların Empatik ve İlişkisel Yaklaşımı]

Zeynep, aynı soruyu annesine sorduğunda, annesi onu önce içtenlikle dinledi, sonra şunları söyledi: “Şer’i kuralları, sadece bir toplum düzeni değil, insanların vicdanlarını da yansıtır. Yani bir anlamda, insanların kalbinde yer eden, onları yönlendiren bir ışık gibidir. Her kural, bir amaca hizmet eder, ama bu amacın özü, insanları daha iyi bir insan yapmaktır.”

Zeynep, annesinin sözlerinden etkilenmişti. Annesinin bakış açısında daha çok bir ilişki, bir anlayış vardı. Kadınlar bazen, bir kelimenin veya kavramın arkasındaki insanı, duyguları ve bağları da hissederler. Annesi için Şer’i, sadece bir sistemin ötesindeydi; bu bir insanın iç dünyasında olan bir arayıştı.

Zeynep, annesinin yaklaşımında, kavramın daha derin, kişisel ve insancıl bir boyutunun olduğunu fark etti. Şer’i kuralları anlamanın, sadece onları uygulamakla ilgili olmadığını, aynı zamanda onlara bir yürekle yaklaşmak gerektiğini düşündü. Anneler, kelimelere ve kurallara duygusal bir bağ kurar, onları insanlık ve empati üzerinden değerlendirirlerdi.

[Şer’i’nin Tarihsel ve Toplumsal Yansıması]

Zeynep, gece boyunca araştırmalarına devam etti. Şer’i, köken olarak Arapçaya dayanır ve "yol" ya da "kanun" anlamlarına gelir. Fakat zaman içinde, İslam’ın ilk yıllarından itibaren, Şer’i kavramı yalnızca bir hukuki düzenleme olmaktan çıkarak, toplumsal hayatta derin bir yer edinmiştir. İslam toplumlarında, Şer’i, bireylerin ve toplumun uyması gereken dini ve ahlaki kurallar bütünü olarak kabul edilmiştir.

Bu kurallar sadece bireysel vicdanı değil, aynı zamanda toplumsal düzeni de şekillendirir. Bugün bile, Şer’i kurallarının geçerli olduğu coğrafyalarda, kadın ve erkek arasındaki ilişki, sosyal yapılar ve kişisel haklar büyük oranda bu yasalarla şekillendirilir. Zeynep, toplumların tarihsel olarak bu kuralları nasıl içselleştirdiğini, ve zamanla toplumsal cinsiyet rollerinin nasıl oluştuğunu düşünerek derinleşti. Şer’i yasaların, bazen sadece bireyleri değil, toplumu yönlendiren kurallar olduğunu fark etti.

[Sonuç: Şer’i Kavramının Derinliği]

Zeynep’in hikayesi, Şer’i’nin çok yönlü bir kavram olduğunu gözler önüne serdi. Hem bir yasa, hem bir ahlak kuralı, hem de bir toplumsal anlayıştı. Zeynep’in annesinin empatik bakış açısı, ona kuralların arkasındaki insanı görmeyi öğretti. Selim’in çözüm odaklı yaklaşımı ise, Şer’i’nin kurallı ve düzenli yapısını anlamasına yardımcı oldu.

Zeynep, bir kavramın yalnızca tanımına değil, aynı zamanda bu kavramın içindeki insani yönlere de dikkat edilmesi gerektiğini öğrendi. Şer’i, hem bir sistemin parçası hem de insanlık tarihinin derin izlerini taşıyan bir kavramdır.

Sizce, tarihsel ve toplumsal bir kavram olarak Şer’i, günümüzde nasıl algılanıyor? Şer’i kuralları kişisel ve toplumsal açıdan nasıl etkiler? Bu kavramın modern dünyadaki yeri hakkında ne düşünüyorsunuz?